Ayanokouji Kiyotaka’nın Geçmişi ve Beyaz Oda

Ayanokouji Kiyotaka’nın Geçmişi ve Beyaz Oda
Hoş geldiniz,

Bu yazımda sizlere Kiyotaka Ayanokouji’nin geçmişinden ve doğup büyüdüğü Beyaz Oda’nın kuruluşundan, işlenişine, Ayanokouji’nin orada nelere maruz kaldığından bahsedeceğim. Edindiğim bilgiler tamamen okuyup bitirdiğim light novelin 0. cildinden olacak. İlginizi çekerse Türkçe çeviri yok diye biliyorum ancak İngilizce olarak kısa bir araştırmayla pdf olarak erişebilirsiniz. Bu yüzden bu yazımda spoiler almamanız kaçınılmaz. O halde başlayalım.


1. Beyaz Oda Kuruluyor

Hikayemiz Kiyotaka’nın ANHS(Advanced Nurturing High School)’e katılmasından 20 sene önceye dayanıyor.


             ANHS’in geniş görünüşü

Kiyotaka’nın babası Atsuomi Ayanokouji 31 yaşında bir politikacıdır ve üyesi olduğu Naoe Grubu’nun bir üyesidir. Bu grubun başındaki yine ünlü bir politikacı olan Naoe-sensei olarak anılan yaşlı adam Japonya’da büyük bir güç sahibi biridir. Atsuomi Ayanokouji küçüklüğünden bu yaşına kadar büyükannesi ve büyükbabası tarafından kıtlık içinde büyütülmüştür. Büyükbabasının ölmesiyle ve büyükannesi ile baş başa kalmasından dolayı kendini bu hayatta kurtarmak için büyük bir çalışma hırsına girmiştir. Bu hırsı onu genç yaşında(30’larında ki bu kurgusal evrenimizin geçtiği Japonya’da genç bir yaştır siyasete katılım için) Japon Parlementosu’nun bir üyesi yapmıştır. Elbette bu yerini elde edebilmek için Naoe-sensei’sinin gücünü kullanmıştır. Naoe-sensei’nin yanında bulunan bir adam olmak hiç kolay değildir ve adamın kendisi de zeki biri olduğu için güvenini tam olarak kazanmayan hiç kimseye sırlarını paylaşmaz. Ancak bu durum Atsuomi Ayanokouji için farklıdır.


Gençlik yıllarında Atsuomi Ayanokouji(Sağ), Ryuuji Kanzaki ve babası(Sol)


Animede Ryuuji Kanzaki

Bir gün Naoe-sensei Atsuomi’ye yanında bulunarak gösterdiği yüksek çabaları ve hırsı dolayısıyla İnsan Geliştirme Projesi’ni yürütmesi için ona güvenir. Ne yazık ki Atsuomi bu sefer Naoe-sensei’nin gücünü kullanamaz, Naoe-sensei buna karşı çıkar ve ne yapıyorsa kendisinin gerçekleştirmesini ister. Eğer ki bu projeyi devlete bağlayabilirse işte o zaman kendisine yardım edecektir.

Atsuomi Ayanokouji hemen sonraki gün çalışmalara başlar. İş dünyasındaki önemli isimlerle iletişime geçmek için Arisu Sakayanagi’nin babası olan ANHS okulunun kurucusunun oğluyla görüşmeye gider. Çünkü Naoe-sensei ona Sakayanagi’den başlamasını önermiştir. Bu konuşmada Atsuomi amacının Japonya’yı geliştirecek yeni nesillerinin eğitimi için ebeveynleri tarafından terk edilen ya da maddi durumu yerinde olmayan ebeveynlere sahip çocukların kullanılarak bu projeyi yürütmek istediğini söyler. Fakat bir problem vardır. ANHS okulunun kurucusu Naoe-sensei’nin rakibi olduğu Kijima Grubu’na dahildir. Bu yüzden Atsuomi ondan yardım alıp alamayacağından çekiniyordur. Neyse ki endişeleri yersizdir çünkü Sakayanagi hem Naoe Grubu ile hem Kijima Grubu ile iyi geçnimektedir ve herhangi bir tarafı desteklememektedir. Hatta Sakayanagi, Naoe-sensei’den de zamanında fazlaca şey öğrenmiştir.


Arisu Sakayanagi’nin babası Narumori Sakanayagi


Arisu Sakayanagi

Sakayanagi, Atsuomi’ye iş dünyasından görüşebileceği önemli isimleri verecektir ancak tek şartı bu yürüttüğü projenin nasıl ilerlediğini kendi de görmesidir. Atsuomi bu şartı kabul eder.

İş ortağı ve kendisine göre politikada henüz yeni yetme olan Kamogawa’nın yardımlarıyla projenin birçok ayağı tamamlanmıştır.

Atsuomi projenin yürütülmesi için gerekli olan fonları toplamıştır, Kamogawa ise projenin yapılacağı yeri, ekipmanları bulmuştur.

Geriye kalan tek şey eleman eksiğini kapatmaktır. Gerekli olan elemanlar Atsuomi tarafından gerçekleştirilen mülakatlarla seçilmiştir. Gizli olarak çağrılan bu mesleğinden men edilmiş çılgın bilim adamları pek etik olarak gerçekleştirişmeyecek bu proje için biçilmiş kaftanlardır. Bu elemanların bir tanesi için Atsuomi, Tsukishiro adındaki ‘elinden-her-iş-gelen’ birinden yardım almıştır. Tsukishiro hem Naoe Grubu’na hem Kijima Grubu’na yakındır, herkesten iş alır ve kusursuz yerine getirir. Piyasanın bütün bilgilerine sahiptir bu yüzden Atsuomi’ye aradığı kalifiye elemanlardan bir tanesini ücret karşılığında söyler. Bu kişi diğer eğitmenler arasında öne çıkacak ve Kiyotaka Ayanokouji’nin eğitim müfredatını oluşturan bilim adamı olacaktır.


Tsukishiro

Katogawa’nın yardımlarıyla eski kapatılmış olan fabrika tamamen beyaza boyanır. Çünkü beyaz; saflığı, temizliği ve masumluğu simgeler. İçeride dönenlerin kötü şeyler olduğu şüphesini uzaklaştıracaktır. Bu yüzden Atsuomi tarafından bu proje İnsan Yetiştirme Projesi yerine Beyaz Oda Projesi olarak adlandırılmıştır.


2. İlk Nesil Eğitiliyor

Deneme amaçlı eğitilen 12 bebek 4 eğitmen arasında her eğitmene 3 bebek düşecek şekilde paylaştırılıyor. 3 yılın sonunda bebekler için yapılan ölçümlerle en iyi bebekleri ortaya çıkartan eğitmen başeğitmen olarak diğer eğitmenleri de yönetmeye hak kazanacaktıe. Bunun nedeni eğitmenlerin idealleri arasındaki çatışmaya önlemektir.

İçlerinden Tsukihiro’nun önerdiği Suzukake adlı yönetmen galip gelmiştir. Suzukake’nin eğittiği bebekler fiziksel güç olarak ve mental kapasite olarak harikalardır ama duygularından yoksundurlar. Atsuomi duyguların yoksunluğunu önemsemez çünkü önemli olan ortaya çıkan sonuçtur. İşte bu tarz nesiller Japonya’nın geleceğini belirleyeceklerdir.

Sakayanagi bu sonuçlar karşısında şaşkındır fakat yine de sesini çıkartmaz. Atsuomi’ye güveniyordur. Atsuomi de onun endişelerini fark ederek halka kuruluşun daha iyi gözükebilmesi için sonraki 2. ve 3. jenerasyonları birazcık daha duygu yüklü programlar çerçevesinde eğitir. Kimi bebekler 6 yaşına basamadan programdan çıkarılırlar ya da hasar görürler. Buna rağmen Atsuomi’nin mantığı şudur: Programa 100 çocuk girmiş olsun. Kalan 90’ı başarısız olursa ve 10 çocuk başarılı şekilde devam ediyorsa yapmamız gereken tek şey en başta 10 çocuk varmış gibi davranmak. Çünkü eğer 1 başarısız çocuk bile ortaya çıkarsa insanların vicdanı bunu kabul etmez. 2. ve 3. jenerasyonlar istenilen sonuçları vermez. 4. jenerasyon farklı olmalıdır.


3. Ayanokouji Doğuyor

Atsuomi Ayanokouji bir politikacı olduğu için ve bu Beyaz Oda Projesi yüzünden fazlaca stres altındadır. Bu yüzden kendini rahatlatmak için sıkça alkol tüketmektedir ve gece kulüplerinde de vakit geçirmiştir. Buralarda tanıştığı Mika adlı kadın hepsinden farklıdır. Mika zekasıyla politikacıların kirli sırlarını ağızlarından cımbızla çeker, onları ayartır ve ne söylediklerini bile bilmeden uğurlar. Edindiği bilgileri ise başka politikacılara satar, bundan yüksek bir gelir elde eder. Bunun farkında olan Atsuomi daha önce de görüşmüş olduğu için onun yanına gider. Mika’dan onunla evlenmesini ister. Bu tekliften şaşkına dönen Mika nedenini sorar. Atsuomi ona bir çocuk sahibi olması gerektiğini söyler. Mika’nın tek yapması gereken onunla evlenmek, çocuğunu yapmak ve parasını almaktır(Paranın miktarı da 50 milyon yen yani 7.226.335 TL). Mika elbette kabul eder. Aralarında hiçbir aşk yaşanmamıştır ya da bu tarz bir samimiyet. Tabii yaptıkları işten, kazançlarından memnundurlar. Atsuomi Beyaz Oda Proje’sine koymak için kendi çocuğuna sahip olmuştur, Mika da yüklü bir miktar para alıp hayatı boyunca bitiremeyeceği bir paraya.


 Atsuomi Ayanokouji ve Mika

Doğumunun hemen ardından Kiyotaka 4. jenerasyona alınmıştır. Atsuomi oğlunu jenerasyondaki diğer 74 çocuktan farklı olarak görmez, ona farklı bir yaklaşım sergilemez ve sergilenmesini istemez.


 Bebek Kiyotaka Ayanokouji

4. jenerasyona beta müfredatı(1. jenerasyonun kazananına uygulanan aynı müfredat) uygulanır. Eğitmenler bunun çok tehlikeli olduğunu ve oğlunun da orada olduğunu söylese de Atsuomi bunun uygulanmasını sert bir şekilde emreder.


2 yaşında:

Beyaz Oda’da ağlamanız, sızlanmanız, canınızın yanması önemsizdir. Sizinle ilgilenecek, moralinizi düzeltecek anne ve babanız yoktur. Eğitmenler de bu noktada istisna değildir. Herkese nasıl davranıyorlarsa size de öyle davranacaklardır.

Kiyotaka’yı özel kılan şeylerden biri 0-3 yaş aralığına dair anılarını bile hatırlayabilmesidir. Anılarından biri şu şekildedir:

Eğitmenler teker teker çocuklara sormaktadırlar: Jelibon hangi elimde? Bebekler hangi elde olduklarını doğru bilirlerse-gösterirlerse jelibonu yiyebilirler. Bilemezlerse jelibonu yiyemezler. 3 hakları vardır.

Eğitmenler önce aldıkları jelibonu çocuklara göstere göstere ellerine içine koyarlar. Elbette hepsi doğru bilirler. Sonrasında arkalarına saklayarak ellerini uzatarak sorarlar. İşte bu zaman çocukların şansları 50/50’dir.

Kiyotaka bu durumda sağını ve solunu incelediğinde eğitmenlerin hepsinin jelibonu sağ ellerine sakladıklarını görür. O yüzden sağ der ve bilir. Karşısındaki eğitmen şaşkındır.

Bu sefer yine arkasında saklayarak sunar eğitmen. Ayanokouji etrafını yine incelediğinde eğitmen ona “Bu sefer aynı anda açılacaklar.” der. Bu sefer gerçekten bilme şansı 50/50’dir. Ayanokouji bilemez. Sonrakini de bilemez. Tek bir hakkı kalmıştır.

Eğitmen yine arkada jelibonu saklar ve sorar “Jelibon hangi elimde?”

“İkisinde de değil.”

Eğitmen şaşkındır. “Emin misin? Jelibon gerçekten herhangi bir elimde.”

“Değil”

Kiyotaka kararında ısrarcıdır. Jelibon sağ elindedir.

“Beni şaşırttın. Bunu normalde yapmam ama sana bir şans daha vereceğim.” Eğitmen saklar. “Jelibon hangi elimde?”

“İkisinde de değil.”

Kiyotaka ısrarcıdır. Eğitmen ellerini açar ve Jelibon yine ellerinden birindedir. Kiyotaka üzgündür. Fakat hatasını kabullenmiştir.

Eğitmen diğer eğitmenlere şaşkınlığını anlatır. Kiyotaka’nın ona bakışlarının ürpertici olduğundan ve sanki konuştuğu karmaşık cümleleri anladığından bahseder. Diğer eğitmenler ise onunla dalga geçerler.


4 yaşında:

Yerinizi alın ve adınızı belirtin. Kiyotaka sadece bir semboldür. O kişiyi tanımlayan ve hatırlamaya yarayan harfler dizisi.

4 yaşında olan Kiyotaka’nın bu 7. yazılı testidir. Test 5 yazı bölümünden oluşur: hiragana, katakana, alfabe, sayılar ve basit kanji. 3 yaşında bunları yapabilmeyi öğrenmişlerdir. 74 olarak başladıkları sayıdan 61 kişi kalmışlardır. 13 kişi 3 yaşına kadar ayak basamadan çıkartılmışlardır. İlk sınavında 24., ikinci sınavında 15. ve 3. sınavında 7. olan Kiyotaka’nın pek de iyi bir

başlangıcı olmamıştır ama 4.den itibaren 1.liği asla vermemiştir.

4 yaşında eklenen bir başka müfredat konusu dövüş sanatlarıdır. Eğitmenlerin fazlaca acımasız olduğu bu dövüş sanatları eğitimlerinde çocuklar onlara karşı ayakta durma gayretinde oluyorlardır. “Yerden kalk seni velet, bu kadarını da kaldıramıyor musun?” gibi cümlelerde çocukları ağlama derecesine getiriyorlardır. Tabii bunun amacı onları duygularından arındırmak ve güçlendirmektir. Yine de eğitmenlerin bu denli acımaz olmaları gözden kaçmamaktadır.
Çocukların karınlarına tekme atmaları, onlara karşı acımasız kışkırtmaları ve çocukların bedenlerindeki morluklar hafife alınacak şeyler değillerdir.

Çocuklar bu kısımda sonra bir de akranlarıyla el ele dövüş yapmaktadırlar. Kiyotaka’nın bu yaşına kadar skoru şu şekildedir: 144 dövüş, 127 zafer ve 17 mağlubiyet. 64 zafer serisindedir. Anlaşılacağı gibi Kiyotaka yaptığı her işte önce kaybeder, hatalarından ders alır sonrasında ise hiçbir şekilde kaybetmez.

Ondan başka var olan bir diğer kişi Shiro ise 144 dövüşten 135’ini kazanmış durumdadır. Kiyotaka ona karşı 1 kere kaybetmiş ve 1 kere kazanmıştır. Shiro Kiyotaka’nın karşısındaki en büyük rakibidir.


5 yaşında:

Sayıları 50’ye kadar düşmüştür.

Yine bir yemek molasındadırlar. Birbirleriyle konuşmaları falan yasak değildir ancak hiç kimse yemek sırasısnda konuşmaz. Çünkü konuşacak bir şeyleri yoktur. İçlerinde birinin haricinde: Yuki. Yuki akranlarından farklı olarak biraz daha farklı yapılanmıştır. Sevdiği ve sevmediği bazı şeyler vardır. Yuki yemeğindeki havuçları sevmediğini söylemiştir ve Kiyotaka’ya da onları sevip sevmediğini sormuştur. Kiyotaka’nın aklında bir şeyi sevip sevmemesi ile ilgili bir düşüncesi yoktur. Ona göre havuç betakerotin içeren ve sağlığı için gerekli mineralleri bulunduran bir gıdadır. Cevap ancak Shiro’dan gelmiştir: Onları ben de sevmiyorum. Kiyotaka cevap vermekten kurtulmuştu ama kendi kendine düşündü. Havucu sevip sevmediği ile ilgili vardığı sonuç şuydu: Onlardan nefret etmiyorum.

Sonraki eğitimin başlamasından önce çocuklar beklemek zorundadırlar. Kiyotaka daha az enerji sarf edeceğinden ve gücünü saklamak için oturmayı tercih etmektedir, çocukların çoğu gibi. Başka bir açıdan Yuki odanın içerisinde 3 tur dönmektedir. Kiyotaka buna anlam veremez. Kız Kiyotaka’nın önünden geçerken takılır ve düşer. Düşemeden Kiyotaka onu tutar. Kiyotaka onun bu düz yolda nasıl takıldığına yine anlam veremez. İkisi beraber düşünseler de yine anlam veremezler. Yuki belki de sadece sakardır. Bu konuşmalarından sonra Yuki, Kiyotaka’nın daha önce görmediği bir yüz ifadesi takınır. Kızın dudakları yukarı doğru genişlemişlerdir ve kaşları kalkıktır. Bu kızın yüzünde gördüğü şey gülücüktür. Kiyotaka bu duygunun öğrenilmeden doğuştan gelen bir şey olduğunu işte o anda anlamıştır.


Yuki gülümserken


Beyaz Oda Günlük Rutini:

Sabah 7’de uyanış başlar. Çocukların uyanmaya başladığı süre zarfında bir eğitmen içeriye girer ve çocukların bedenlerine bağlı elektrodları çıkarır. Sonra ise sağlıklarını kontrol eder. Boy, kilo gibi ölçümlerin yapılmasının ardından da idrarlarını gidermeleri için tuvalete yönlendirilirler. Ayda bir kez bu idrarların tahlili ve kan tahlili yapılır. İncelemelerden sonra elemanlar selamlaşmadan çıkıp giderler.

Sonrasında çocuklar su ihtiyaçlarını karşılarlar ve 30 dakika boyunca basit antrenman için ısınma hareketlerini yaparlar. Tutma gücü gibi ölçümlerin ardından çocuklar antrenman odasına alınırlar. Bu antrenman odasında herkes kendi cinsiyetine göre verilen kotaları tamamlamak zorundadır. Kotaya erişemeyenler programdan çıkartılırlar.

Bu adımların tamamlanmasıyla saat sabah 8 olur. Kahvaltı yapılır. Kahvaltı yüksek proteinli ve besleyici gıdalarla doludur elbette. Sevip sevmemeleri önemli değildir. Önlerindekini bitirmek zorundadırlar.

Yemeğinden ardından o günün müfredatı başlar. Saat 5’e kadar ders başında vakit geçirmelerinin ardıdan saat akşam 5 olur. Fiziksel eğitim başlar. Saat akşam 7’de son bulur. Bu süre zarfında çocuklar bir kelam bile etmezler.

Akşam yemeğinden, banyodan ve fiziksel ölçümlerden sonra saat akşam 9 olur. Bu saat geldiğinde “buluşma” adı altında çocukların o gün neler hissettiklerine ve deneyimlerine dair sorular sorular ve notlar alınır bunların hakkında.

Bu süre zarfında konuşmamak bile serbesttir. Kiyotaka da fazlaca konuşmayı sevmez. Genellikle etrafında konuşanları dinlemeyi ve analiz etmeyi tercih eder. Konuşma sıklığı için bir kota olmadığı için de çocuklar rahattırlar.

Akşam 9 buçuk ve 10 arasında yatmaya hazırlık saatidir. Çocuklar banyoyu kullanırlar ve yatmaya hazırlanırlar.

Yılın her günü aynı şeydir. Beyaz Oda’da bir gün. İşte bu şekildedir.


6 yaşında:

Her birkaç ayda ya da yılda bir müfredatta bir zorlaşma yaşanır. Gerçekleştrilen sınavlar da çocuklardan en yüksek not alanın başarı puanına göre zorlaştırılır ya da alçaltılır. Elbette Kiyotaka en önde gelendir ve arkasındaki kişiyle bile 100 üzerinden puanlamada 10 kadar fark vardır.

Sınavlarda bilerek ortalama notlar almaya karar verir bu yüzden.

Sınavların yine bir tanesini Kiyotaka 10 dakika erkenden bitirmiştir. Etrafındaki çocukların hepsi canla başla önlerindekini çözmektedirler. Kiyotaka ise çözüyormuş gibi görünmek için çabalar. Aniden acımasız yüz ifadesiyle Beyaz Oda’nın temsilcisi içeriye girer. Yetişkinlerin gözdesinin kendisi olduğunu Kiyotaka o anda anlamıştır. Adını duymuştur. “İyi hatırla. Bir güce sahip olmasına rağmen kullanmayan kişi aptaldır.” “Odadan çık.”

Eğitmen ne yaptığını sandığını sorar. Kiyotaka anlam veremez. Kiyotaka cevaplarını 80 almak için ayarlamıştır ve bu gerçeği saklamadan kendisine yöneltilen sorularla açıklar. Neden kendisini geri çektiğini sorduklarında ise geri çekmemesi için bir emir verilmediğini açıklar Kiyotaka.

Kiyotaka müfredatın nasıl çalıştığını anladığı için kendisini geri çekiyordu ve bu o adam tarafından anlaşılmıştır. Adam çocuklarla dostluk kurup kurmadığını sormuştur. Kiyotaka’nın nedeni bu değildir. Kiyotaka zaten testten tam puan alacağını biliyordur, vaktini ve enerjisini boşa harcamamak için kendisini geri tutmuştur. Bir diğer nedeni de zayıftan neler öğrenebileceğini anlamak için, onların yaptıkları hataları yapmamak için atılmalarını engellemektir.

İçeriye döndüklerinde, süre aşımı olduğunda çocuklardan biri kalemini bırakmamıştır ve çözmeye devam ediyordur. “UWAAAAAH, ÇÖZEBİLİRİM BIRAKIN BENİ!” Çocuk çözebilecektiyse bile daha hızlı yapamaması kendi hatasıdır. Puanda geri kalacağını anlayınca da ona izin verilmesini istemektedir. Kendisini çekmeye çalışan eğitmenin üzerine kusmuştur. Beyaz Oda’dan atılması da cabasıdır.


Yuki:

Havuçları sevmeyen kız. 4 kişi kalmışlardır: Shiro, Yuki, Kiyotaka ve bir başkası. Yuki son yazılı testten giderek düşen puanlarının beraberinde barajı aşamamıştır. Tir tir titriyordur. “HAYIR, YAPABİLİRİM. LÜTFEN SONRAKİ SEFERE DAHA İYİ OLACAĞIM!” Fakat kurallar değiştirilemez. Yuki, Kiyotaka’ya yalvarır. Kiyotaka ise soğuk gözleriyle ona Beyaz Oda’nın kurallarını bildiği halde neden üzgün olduğunu sorar. “YARDIM ET, KİYOTAKA.” “Yardım, yardım…” Diskalifiye olanlar bu odayı bırakacaklardır. Başka yolu yoktur.


     Yuki, Kiyotaka’dan yardım dilenirken 

Yine de Kityotaka’nın aklında bir şey vardır. “Lütfen, bekleyin.”

“Sana kim konuşabilirsin dedi? Eğer iznin olmadığı halde konuşursan alacağın ceza ağır olur!”

“Eğer bundan kurtualamayacaksam pekala kabul ediyorum ama beni dinleyin.”

Kiyotaka tekmelenmiştir. “Sana konuşma izni vermedim.”

“Yuki öğlenden beri iyi hissetmiyordu. Sınav süresince dinlenmemiş görünüyordu ve bu yüzden yeteneklerini belli alanlarda kullanamadığını düşünüyorum.”

“Onun kendini iyi halde bulunduramaması kendi sorunu. Bu sence bir bahane mi? Bu sabah onu iyi durumda gördüm ayrıca.”

“Haklısınız. Ama bu beklenmedik olsaydı ne olurdu?”

“Beklenmedik mi?”

Yuki kanıyordu. Kanıyordu ama altından. Yuki adetti ve bu yüzden sınavı yapamamıştı. O yaşdaki bir çocuğun yüksek stres ve özel durumlarıyla beraber adet olması muhtemeldi aslında. Kiyotaka bunu iyi biliyordu. Yine de bu Yuki’nin atılmasına engel olamadı.


Shiro:

Kiyotaka ve Shiro kalmışlardır. Shiro’nun bu Beyaz Oda’dan ayrılma fikirleri vardır. Yine dövüş sanatlarında savaştıkları bir gün Shiro bu düşüncesini Kiyotaka ile paylaşır. Kiyotaka reddeder ve çıkarsa ne yapacağını sorar. Shiro’nun istediği şey özgürlüktür. Sonrasında bu konuşmaları Kiyotaka’nın bizim bildiğimiz animedeki ideolojisini destekleyecektir.


 Shiro ve Kiyotaka dövüşürken

Son savaşını kaybettikten sonra Shiro da kendisini Beyaz Oda’dan kasıtlı olarak attırmıştır.


9 yaşında:

Kiyotaka odada tek başına kalmıştır. Kendisine dövüş eğitimi veren tüm eğitmenleri o yaşına gelene kadar yenmiştir.

Dışarıdan takım elbiseli adamlar gelmiştir ve bu adamlara Beyaz Oda tarafından Kiyotaka’yı yenmesi için para teklif edilmiştir. Takım elbiseli adamlar en başta küçücük çocuğa karşı savaşacakları için fazla ciddiye almazlar ve dalga geçerler. Eğitmenler tarafından Kiyotaka’ya karşısındaki adamları öldürme izni verilmiştir. Bir de diğer izin verilen şey silah seçmedir. Kiyotaka en başta bunu istemez ve silahsız dövüşmek ister fakat bu bir emirdir. Kiyotaka çantanın içini açar: Job, elektroşok tabancası, bıçak, ne istersen… Kiyotaka 80 cm’ye kadar uzayabilen jobu tercih eder.

Savaşın sonucu elbette Kiyotaka’nın kazanmasıdır. Yerde olan adamın kafatasına jobla vurmaya devam eden Kiyotaka’yı eğitmenler durdurmuş ve adamı öldürmesine engel olmuşlardır. Kiyotaka kazanmıştır.


14 yaşında:

Kiyotaka dışarı dünyaya ilk kez adım atmıştır ve özel bir istek üzerine Beyaz Oda’daki akranlarından Yuki’yi görmeye götürülmüştür. Yuki ağır bir travma içerisindedir ve Yuki’nin ebeveynleri Kiyotaka’yı görmesiyle Yuki’nin daha iyi olacağını umuyorlardır. Yuki, Kiyotaka’yı gördüğünde bir bir sevinçle adını çağırır: Kiyotaka, KİYOTAKA!

Kiyotaka konuşmak istememektedir. Yuki ona Beyaz Oda ve diğer çocuklarla ilgili sorular yöneltse de Kiyotaka’nın nelere uğradığını sorsa da Kiyotaka ona cevap vermez. Kiyotaka kızın Beyaz Oda hakkında bir şeyler bilmesinin mantığını göremez, gereksizdir. Kızın orayı hatırlaması sadece onu daha kötü hale getirecektir.

Kiyotaka ailenin ısrarlarına rağmen çıkıp gider. Yuki’yi gözyaşları içinde bırakır. Travmasına tuz eker.

ayanokouji beyaz oda

Arabaya döndüğünde babası ona Beyaz Oda’daki sanal gerçeklik gözlükleriyle gördüklerinden nasıl bir farklı deneyim elde ettiğini sorar. Kiyotaka için önemsiz bir farktır bu. Çok da bir farklılık görememiştir. Onun için bu tarz deneyimler önemsizdir. Kiyotaka duygusuz bir şekilde araba camından bakmaya devam eder.

Pençelerini keskinleştirene dek Beyaz Oda’da aldığı müfredat eğitimlerine sadık kalmaya karar verir.

“Beyaz Oda müfredatına benimle beraber bir süre daha devam edeceksin. Tesise tekrardan açıldıktan sonra geri döneceksin.”

Beyaz Oda Naoe-sensei’nin Atsuomi’yi yalnız bırakmasıyla ve Naeo-sensei’nin ülkenin başına geçme konusunda Kijima’nın gerisinde kalmış bu hakkından belli sebeplerle çekilmiştir. Kijima Grubu ile işbirliği içine girip Atsuomi’ye sessiz kalmasını ve Beyaz Oda projesini iptal etmesini istemiştir. Elbette bu kadar emeğini bir kenara atmak istemeyen ve hırsına devam eden Atsuomi siyasetten, Naoe Grubu’ndan ayrılmıştır. Beyaz Oda’nın nihai başı olarak devam etmeye karar vermiştir. Tekrar açılana dek tesisin sadece bir süreliğine, faaliyetlerine ara vermiştir.

“Anlaşılmıştır.”

Zaten yeteneklerini en üst seviyeye ulaştırmış biri için çevrenin değişmesiyle gelen engeller kişiyi durduramamalıdır.


Okuduğunuz için teşekkürler. Bu blogu yazmak kelimenin tam anlamıyla günlerimi aldı ve 0. ciltte Kiyotaka Ayanokouji adına anlatılacak çok hikaye var. İsterseniz bunları da sizlerle başka bir blogumda hazırlayarak paylaşabilirim. Bu sadece Beyaz Oda’yı ve Kiyotaka’yı ilgilendiren, önemli kısımları elden geçirdiğim bir blog oldu.

Başka sorularınız varsa geçmişiyle alakalı ya da hikayeyle bu blogun altına sormaktan çekinmeyin, cevaplıyor olacağım.

Sonraki bloglarımda görüşmek üzere.

Diğer Bloglarım:

 

1->Ayanokouji’nin Amacı Ne?

2->Yeni Bir Animeye Başlamadan Önceki Hazırlıklar

3->MyAnimeList(MAL) Hakkında, Neden Kullanılmalı?

4->İyi Fansub Özellikleri, Fansub’ı Nasıl Tercih Etmeliyiz?

5->En İyi 10 Anime Türkçe Fansub

6->Clannad Neden Muhtemelen İzleyebileceğiniz En Duygusal Anime

7->Attack on Titan 9 Titanın Güçleri ve Bilinen Taşıyıcıları

8->En Nefret Ettiğim 10 Anime Karakteri

9->Harem Animeleriyle İlgili Bazı Problemler ve Önerilerim

10-> Demon Slayer Bilinen Nefes Teknikleri ve Sahipleri(Anime)

11->Chainsaw Man Manga ve Anime Farklılıkları, Neleri Kaçırdık?

12->Anime Eleştirirken Kullanmamız Gereken Ölçekler

13->Yeni Başlayanlara Tavsiye Ettiğim 10 Çerezlik Anime

14->Bir Şaheser: Link Click(Shiguang Dailiren)

15-> Ayanokouji’nin Kiyotaka’nın Geçmişi ve Beyaz Oda

16->Çıkışıyla MAL’da 1. Sıraya Yerleşen Anime: “Oshi no Ko”

17->Her Şeyiyle Cosplay

18-> Anime Karakterlerinin MBTI ve Enneagram Kişilik Tipleri

19-Yuuichi Katagiri’nin Karanlık Geçmişi

20-En Rahatsız Edici Anime: Chika Gentou Gekiga: Shoujo Tsubaki

Bu yazı ne kadar faydalı oldu?

Derecelendirmek için bir yıldıza tıklayın!

Ortalama derecelendirme 0 / 5. Oy sayısı: 0

Şu ana kadar oy yok! Bu gönderiye ilk puan veren siz olun.

Bir Cevap Bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön