En Nefret Ettiğim 10 Anime Karakteri

Görüntülenme: 75

Hoş geldiniz,

Önemli Yazar Notu: Yazımı kendi kişisel listem olarak sunmak istemiştim ama sosyal medya hesaplarımızda ‘En Nefret Edilen 10 Anime Karakteri’ olarak lanse edilmiş. İlk önce farklı vaatlerle buraya geldiğiniz için gerçekten üzgünüm ancak bu durum tam olarak benlik değil, gönderiyi paylaşan arkadaşımız yanlış anlamış sanırım. Bu başlıkta bir yazıyı yabancı ya da farklı kaynaklardan da bulabilirsiniz. Özgün olmayacağı için böyle bir başlık tercih etmedim ve kendi listemi sunmak istedim. (19.11.2022)

Bu yazımda sizlere şu ana kadar izlediğim animelerin en nefret ettiğim karakterlerini sunacağım. Bilimsel açıklama ya da uzun uzadıya makaleler olmayacak merak etmeyin. Ancak yine de bazı kesimler tarafından yanlış anlaşılmamak için benim ‘Nefret Edilesi Karakter’ tanımımdan bahsedeyim:

Gerek yan gerek ana karakter olarak hiçbir halta yaramayan, animeye öylesine konmak için konmuş, derinlikten yoksun, rahatsız edici ve genel olarak utangaç kişilik özelliğine sahip tiplere yer vereceğim gibi gözüküyor. Kötü amellere sahip bir karakterin şahsım tarafımdan her zaman nefret edilesi bir yanının olmadığını belirteyim. Aynı Dr. Heinz Doofenshmirtz gibi. Anime karakteri değil ama sadece kafadan atıyorum.

Bu kısa açıklamamı da yaptığıma göre körili noodlelarınızı(az önce yedim de o yüzden) alın ve başlayalım.

10. Mumen Rider – One Punch Man

Hafiften başlarsak Mumen Rider One Punch Man animesinde bulduğum en umm… Boş karakter. Bu yüzden ekrana çıktığında vaktimi harcadığını hissediyorum. ‘Kahraman olmak isteyen normal bir insan’ tipi, hem de bisiklet sürüyor ve bu yüzden ‘Rider’! Almayayım teşekkürler.

Kanserlik Derecesi:3/10

9. Furuya, Chihiro – Sankarea

“Zombilere takıntılıyım. Keşke zombiler gerçek olsa. O zaman bir cennete gibi olurdum.” gibi bir şey diyebilen Furuya-kun açıkçası embesilin teki. Hayatında zombi filmi izleyip zombi oyunları oynayan aptalın teki. Bu hayali ise tanıştığı kız sayesinde gerçek olunca(ayrıntılarına inmeyeyim spoiler olmasın) al başına belayı. Odasına aldığı kıza nasıl davranacağını bile bilmiyor, utangacın teki. Bak dostum, iyi bir şeyler yapmak istediğini biliyorum ama lütfen basit davranışlarını bilmedikten sonra eline, aklına hakim ol.

Kanserlik Derecesi:5/10

8. Terasaka, Ryouma – Assasination Classroom

Bağırma kanka. Hayır, etrafında sınıf arkadaşların varken onlara pislik gibi davranman seni havalı yapmıyor. Herkesin fikrine muhalefet olduğunda akıllı olmuyorsun her zaman. Sınıfın en aptalı sensin.

Bu arkadaşın karakter gelişiminin olduğunu biliyorum ama her bununla alakalı bir bölüm geçtiğinde “Kes lan.” diyordum. Arkadaşlarını tehlikeye sürüklemesi bir yana kendini bile tehlikeye sürüklüyor o kuş beyniyle.

Kanserlik Derecesi:6/10

7. Hanasaka, Warabi – Armed Girl’s Machiawellaisim

Çok açıklama yapmayacağım. Her “SHYOUshyoushyou” dediğini duyduğumda cringe damarım patlıyordu ve bunu çok fazla yapıyor. Onun dışında animesinin komedisi güzel.

nefret edilen karakter

Kanserlik Derecesi:6/10

6. Yusa, Emi – The Devil is a Part-Timer!

Tsundere karakter yine erkeğe ‘out-of-context’ saldırıyor. Woah! Bu karakterlerden gerçekten nefret ediyorum. Tsundere iyi kullanıldığında ve karakter gelişimi gerçekleştirildiğinde parlayan bir mücevher gibi kalıyor. Ama 2 sezon boyunca bu kızın sadece normal bir dünyada normal bir hayat yaşamak isteyen Maou-sama’ya yaptıkları gerçekten sinir bozucu.

“Sen benim babamı benden aldın ühğühüğhüğh…” Anlıyorum. Yalnız sonradan onun hatasının olmadığını anlayınca nasıl kuzuya döndün? Hayır, bunu anlamana rağmen o tavırlarına devam ediyorsun. Sana yapman gerekeni söyleyeyim: O adamın önünde yat kedi, köpek gibi evcil hayvanı olarak kal. Ona layıksın.

Kanserlik Derecesi:7/10

5. Tomori, Nao – Charlotte

İnsanların özel hayatlarını dikizlemek… Gerçekten 15 yaşındaki bir kızın hakkı var mıdır buna? Ne derseniz diyin bu kız aşırı saygısız. Bizim çocuğa sebepsiz zarar verdiği yetmiyormuş gibi BÜTÜN DÜNYANIN ayak işini de buna yaptırdı. En sonunda sırf ne için peki? Senin sevgilin olacağım? :S

Eğer o animede erkek karakter olsaydım sana çektireceğim acının haddi hesabı yoktu. Biliyorum bazılarınız bu karakteri tatlı ve zeki buluyorlar. E ben size daha iyisini vereyim buyrun: Sakayanagi Arisu. Gerçek bir prenses ve tatlı bir güzellik. Üstelik de gerçekten zeki. Onun da beyaz saçı ve mavi gözleri var.

Kanserlik Derecesi: 4/10

4. River, Nate – Death Note

Evet, ben de o kesimdenim: Near abartılıyor. Gerekli kanıtlar bulmadan Light’ı buluyor. Falan filan.

Ancak bu karakteri benim açımdan rahatsız edici ve nefret edilesi yapan şey oturuş tarzı, oyuncak sevgisi, goblin gibi hareketleri ve konuşma tarzı. L gerçekten zeki olmasıyla ve yaptığı hareketlere mantıklı açıklamalar getirmesiyle o yönünü kapatıyordu. Fazla düşündüğü ve kafasını çalıştırdığı için tatlı yemesi gibi ama Near’de bu söz konusu değil ve rahatsız edici.

Kanserlik Seviyesi:8/10

3. Takagi – Teasing Master Takagi-san

Bir ilkokul oğlanına eziyet çektirmek, onu aşağılamak, kandırmak, hile yapmak tatlı hareketler değil. Hatta çok güzel terbiyeye ihtiyacı olan hareketler bunlar.

Sırf oğlan seni seviyor ve sen de onu seviyorsun diye yaptıkların hoş değil. Her ne kadar karşıdaki kişi buna razı olursa olsun ki razı olan da 8-9 yaşındaki veledin teki. Düzgün bir ebeveyn dışarıdan bütün hikayeye şahit olsa “Aaa bunlar ne kadar tatlı!” yerine “Siz ne yaptığınızı zannediyorsunuz?” tepkisi vermeli bence.

Kanserlik Seviyesi: 9/10

2. Bullet – Redo of Healer

Seni iğrenç, şeytan yüzlü, şerefsiz, ruh hastası, pedofili bunak… Sevgili okurlar. Redo of Healer animesi çok fazla şeytan karaktere sahip ama hiçbiri bunun kadar kafayı bozmuş değil. Bu herif seviye atlamış bir konumda. İzleyin ve anlayacaksınız.

Kanserlik Seviyesi:10/10

1. Nakano, Kuroto – The Helpful Fox Senko-san

Eğer MAL hesabıma göz attıysanız muhtemelen bundan haberdarsınızdır. Bu karakter o kadar simp ve o kadar aptal ki kendisine bakan bir tilki tanrıya nasıl şükranını belirteceğini bilmeden ve muhtemelen cinsel anlamda bir yakınlık kurmayı da bilmeyen bir aptallığa sahip. Gökten hormon dağıtılırken bu beyni erimiş işkolik kesinlikle bir şemsiye açmış. Bunun dışında evinde tatlı mı tatlı bir hanımefendi kalırken ve kendisine sahip çıkarken düşündüğü çok bir şey yok. Varsa yoksa yatayım, rahatlayayım, Senko-san’ın kuyruğunu okşayayım. Ne bir derinliği ve ne de bir özel karakteristiği. Gerçi sanırım nefretimin bir nedenini daha biliyorum. Bu arkadaş ‘çok çalışıp yorulduğundan’ şikayetçi. Bro git ‘Get a life.’

Nakano-kun şu ana kadar izlediğim en kötü anime karakteridir ve Senko-san animesini de bu tip karakterleri sevmiyorsanız önermem. Derseniz ki ben yastığımı kafamın arasına koyup çıldırmak istiyorum buyrun.