Harem Animeleriyle İlgili Bazı Problemler ve Önerilerim

Görüntülenme: 69

Hoş geldiniz,

Bu yazımda sizlere harem animelerinin yaşadığı birtakım sıkıntılardan ve iyi harem animesiyle kötü harem animesini kendi standartlarımda ne iyi ve ne kötü yapar bunları ele alacağım.

High School DxD, Date A Live, 5-toubun no Hanayome, Trinity Seven, Monster Musume no Iru Nichijou, Yamada-kun to 7-nin no Majo… Harem temasına sahip animeler. Hepsinin ortak noktası ortada tek bir erkek ana karakterin olması ve etrafındaki kızların bazen direkt bazen zamanla o erkeğe vurulmasıyla sonuçlanıyor. Harem animeleri de haliyle bu anlama geliyor aslında. Ana karaktere bütün dişilerin aşık olması ve onunla birlikte olmak istemesi yüzünden çeşitli numaralara başvurmaları, tepki göstermeleri.

Şimdi de genel hikaye akışından bahsedelim:

Ana karakterimiz hikayenin başında aslına bakarsak yıkığın tekidir ya da çok güçlü bir karakterdir. Pek bir ortası yok bunun aslında. Yeni bir okula, ortama giriş yaparlar. Çevrelerini yorumlamaya ve incelemeye başlarlar. Muhtemelen yazarın bizim favorimiz olması istediği karakteri en başta gösterir. Bu kız önce ona pek fazla pas vermez, nefret eder. Ana karakterimizin etrafına başka kızlar doluşur onunla yakın ilişki içerisinde bulunurlar. İlk çıkagelen kızın içinde büyük bir kıskançlık birikir. Ana karakterimizin gördüğü ilgiye dayanamaz ve diğer kızların ona ulaşmasını istemez hatta buna engel olmaya çalışır. Oğlan ve haremine bu kadar katılmış kişi belli zorluklarla karşılaşırlar ve göğüs gererler. Ana karakterin bu zorlukları aşmasına hayranlıkla bakan diğer kızlar ona daha çok aşık olurlar. Anime de böylelikle ana karakterin bütün kızların kalbini fethetmesiyle mutlu bir şekilde biter.

Problemler:

Oldukça klişe ve yeni bir harem animesine başladığınızda bu yazdığımı okuyun aklınızdan çıkarmayın. Aşağı yukarı neler olabileceğini kestirebilirsiniz. Yani demem o ki olay örgüsü biraz sığ olabiliyor. Bu sığlığı anime kendini ne kadar fanservise vuruyor, şakaya vuruyor, gereksiz olay örgüleriyle dolandırıyor gibi etmenlerden kestirebilirsiniz. Doğru orantılıdırlar.

Ancak her zaman böyle olmak zorunda değil. 5-toubun no Hanayome animesinde olduğu gibi ana karakterle diğer karakterler arasında belli bağlar kurarak ilerlemek mümkün. Aynı zamanda sonunda bir kızı seçecekse… Bir başka problem de burada yatıyor: Oğlan animenin sonunda gerek çok açık fikirli olduğundan(buraya o aklınızdaki küfrü yapıştırabilirsiniz) gerek çok utangaç olduğunda izlediğinize değmeyebiliyor. Elbette herkes için animenin sonu önemli olmayabiliyor ama benim için öyle. Vaktimi harcadığım ve anlamaya çalıştığım olay örgüsünün bu denli sığ ve tatminsiz bitirilmesi üzücü oluyor. Sonu genelde iyi bitmiyor.

Bir diğer mevzu da ana karakter fazla utangaç olduğunda oluyor. Çevresinde o kadar güzel kızlar varken ve hepsi kendisini isterken ana karakterin tek yaptığı şey “E-e-e-e-e-e-e b-b-b-ana mı d-dedin?” tarzı aşırı ‘Cringe’ kalıplar kullanması. Cesaretini toplayıp da en azından karşı tarafa bir adım atamayacak kadar aciz olması. Utangaç ana karakterlerin zehir etmesi…

Madalyonun bir diğer yüzü var. Ana karakterin hiçbir vasfı olmamasına rağmen ona aşık olan bomba anime kızları! İnanamazsınız. The Fruit of Grisaia gibi bir animeyi rahatlıkla anlayışla karşılayabiliyorum ama çoğunda problem bu: Kızların ortada hiçbir mantıklı, geçerli sebebi yokken işe yaramaz ana karaktere aşık olması.

Pekala, harem animesi olarak bu kriterleri barındırmayan ve önerdiklerim hangileri mi?

The Quintessential Quintuplets, Saekano: How to Raise a Boring Girlfriend, The Fruit of Grisaia, Redo of Healer(Birazcık tehlikeli), Masamune-kun’s Revenge(Kötü ama farklı bir bakış açısı)

Bu animelerin size daha farklı bir ‘Harem’ deneyimi sunacağını düşünüyorum. Ancak derseniz ki ben o saf ve cringe harem özünü istiyorum, eğlenmek istiyorum:

High School DxD, Date A Live, Trinity Seven, Monster Musume: Everyday Life with Monster Girls, Yamada-kun and the Seven Witches

Bu seferlik yazım bu kadar olsun. Kısa bir başlık altında kısa bir şekilde problemleri dile getirmek istedim. Umarım sizin de düşündüklerinizle eşleşebilmişimdir ya da “Hakikaten böyle ha.” dedirttirebilmişimdir.

Haftaya olan yazımda görüşmek üzere. Güvende kalın.